Kategori:
Birinci Dünya savaşından sonra yıkılan Osmanlı devletinin yerine kurulan Türkiye devleti savaşın yaraları, borçlar, halkın yorulması ve kaybettiği toprakların Batılı güçler ile Rusya tarafından parçalanmış ve idare edilmeye başlanmış olmasından dolayı ve bazı başka sebeplerden dolayı uzunca bir süre içine kapandı. İçine kapanma da öyle böyle değil. Kendi toprakları dışında katledilen soydaşlarımıza gram yüz döndürmeden uzunca yaşadı. Örneğin; Yunanistan ve Bulgaristan'ın onlarca yıl boyunca orada yaşayan Türkleri ve Müslümanları katletmesine gram yardım etmemiştir. Benim ailem 1936 Bulgaristan göçmeni, buradan biliyorum. Asya'da ve Kafkaflarda, Kırım'da, Dağıstan'da gene öyle. Tek yapabildiği bizim sınırlarımıza kadar gelen soydaşlarımıza kalabilecekleri, ev yapıp yurt kurabilecekleri toprak vermek olmuştur. Bunada Çok şükür, hiç sınırdan da içeri almayabilirdi, gerçi sınırımızda bize sığınan Azeri aydınları Ermenilere teslim etmişliğimiz de var.

Kısaca Türkiye uzunca bir süre sınırları dışındaki hiçbir etliye sütlüye dokunmamış, birçok kişinin Osmanlı Ruhu tekrar canlanırsa hemen ona katılalım diye uzunca bir süre beklemesine cevap vermemiş, kendini o nesle unutturmuş, yeni nesile hiç göstermemiştir. O yüzdendir ki bir zamanlar ünitersitelerinde yabancı dil ve tarih olarak okutulan Türkler, Türkiye kurulduktan sonra Türkiye'yi biliyor musunuz diye sorulduğunda Hindi mi diye sormalarına neden olmuştur.

1500'li yıllardan beri Rusya var olduğu topraklardan sıcak denizlere inme hayalini sürekli uygulamaya çalışmaktadır. 1. Dünya savaşından sonra Komunist karaktersizler Lenin ve Stalin'in dinsizlik politikaları ile bunu neredeyse başarmıştır. Topraklarına katılmış olan bir çok Asya Türki devletinin yanı sıra iktidar da bulundurduğu kendi adamları ile de yönettiği ülkeleride katarsak Asya'nın %85'i Avrupa'nın da %50'sini kontrol etmeyi başarmıştır.

Bugün dünyaya musallat olan Yahudi illetin de etkin olan Yahudileri incelediğimizde büyük kısmının Rusya menşeli olduğunu görebilirsiniz. Yani bir zamanlar çoğu Rusya'da yaşarken Lenin-Stalin zamanın da oralardan sürmüşler ve bugün kü İsrail'in kurulmasını kolaylaştırmışlardır. Kolaylaştırmışlardır diyorum, çünkü Siyonistlerin İsrail'i kurmak için Filistinde nüfus kalabalığı oluşturmaya ihtiyacı vardı, ama bol parası olan birçok Yahudi, özellikle en zenginleri Rusya da ve Almanya da yaşayanlar, bu rahatlığı bırakıp o çorak topraklara gitmek istemiyorlardı. 2. dünya savaşında gördükleri sert müdehaleler ve Rusya dan sürülmeler ile birçok Yahudi İsrail'in şuan ki olduğu yerleşmesini sağlamıştır. Bu da Hitler, Lenin ve Stalin'in Siyonist ortağı olabilme ihtimali'ni güçlendirmektedir.

Ayrıca Amerika'yı bildiğiniz üzere Yahudiler yönetiyor ve Rusya'nın sürdüğü zengin Yahudiler neredeyse hep oraya ve Filistin topraklarına gitti dedi. Şimdi seni böyle süren bir ülkeden sen kin güdersin değil mi, ama hiç Yahudilerin Rusya ile uğraştığını duymamışsınızdır. Bir de Amerika ve Rusya 100 yıldır bir birlerini tehdit edip dururlar ama hiç bir birlerine ufacık bile olsa saldırdıkları olmamıştır, ufak bazı ambargolar dışında, aynı İran'ın İsrail'e atıp tutup ama hiç bir birlerine dokunmamaları gibi.

Neyse Rusya'nın etkinlik konusuna gelelim, Rusya kendi bölgesinde Orta Avrupa, Orta Asya ve Çini çok uzun zamandır kontrol etmektedir. Çin'i komunizm ile yıllarca idare etmiş, diğer ülkeleri ise başlarındaki bulunan kendi yanlısı yöneticiler ile idare etmiştir. Fakat komünizmin eşit halk ilkesini benimsemesine rağmen, sadece komünist yöneticiler dışında hep eşit şekilde halkın ezildiğini farketmesi ile isyanlar başgöstermiş 1990 yılında bazı Orta Avrupa ülkeleri ile Asya daki Türk halkları devletlerine kavuşmuşlardır. Kendisinden Allah Razı Olsun, bu dönem de  Turgut Özal o yeni kurulan Türk devletleri ile fazlasıyla ilgilenmiş ve halen Türkiye'nin var olduğunu onlara hatırlatmıştır. Fakat kendisinin Şehit edilmesi ve sonra Ülkemizde çıkan iç huzursuzluklar sayesinde bu süreç iyi yönetilemiş tekrar bu Türki devletler başlarına Türkiye'yi destekleyen yöneticiler değilde Rusya güdümlü yöneticilerin gelmesi ile sankiz bizlere düşman bir ülkeymişcesine yaşamaya devam etmişlerdir.

Rusya biliyor ki bir gün bu Halk uyanırsa, tekrar yüzünü Türkiye'ye çevirirse kesinlikle bu onların sonu olur, çünkü aynı Arap ülkeleri gibi kendi topraklarında kömür, petrol ve gaz dışında neredeyse hiçbirşey yetişmemektedir. Sanayisi ise gün geçtikçe erimekte, kendini güncellemeyememektedir. Çünkü Türkiye'yi fark eden soydaşlarımız bizim etrafımızda kenetlenirse Rusya kuzeyde yapayanlız bir ülke konumuna dönecek. Çünkü onlarda var olan gaz, Türki devletlerde de var, petrol onlarda gene var. Oysa Rusya bugün ne Azerbaycan, ne Kazakistan, ne de Türkmenistan'ın gaz ve petrollerinin satılmasını istemiyor ve hep bunu durduruyor.

Aşağıdaki grafikte Rusya'yı ve bir zamanlar yönetimleriyle Rusya'ya bağlı olan ülkeleri görüyorsunuz.



Rusya'nın yönettiği ülkeler
Türkiye 2000 yılından sonra Rusya'nın endişe ettiği şekilde uyanıyor ve Türki cumhuriyetleri ile Avrupa, Afrika ve Asya'daki ona gönülden bağlanacak ülkelere tekrar kendini hatırlatıyor. İş kolay değil tabiki, çünkü 100 yıldır unutturulmaya çalışılmış bir ülkeyi geri hatırlatmak 1 günlük iş değil. 10 yıllık çabanın ardından Başta Mısır (Mursi ile) Özbekistan ve Türkmenistan Türkiye'ye bağlılıklarını belirtiyorlar ve diğer ülkeleri devre dışı bırakıyorlar. Diğer ülkelerle de bu çabalar devam ediyor ama ülke koltularına yapışmış o yöneticileri devre dışı bırakmak kolay değil, örneğin Kazakistan ve Azerbaycan, liderleri halen Rusya güdümünde. Halk ne kadar Türkiye'ye yakınlık kurmak istese de yöneticiler buna yüz çeviriyorlar. Neyse bu direnç te yavaş yavaş kırılmaya başlamış ve genişlemiştir. Ardından diğer ülkelere doğru ilerlemeye başladığını gören dış ülkeler bu duruma dur demek istedi.

En başta Rusya buna dur demek istedi, çünkü git gide kendi başına kalmaya başladı, sebebi Türkiye ve Kardeşleri. Bu sebeple düşürdüğümüz uçak konusunda sonuna kadar haklı olmamıza rağmen bir türlü bunu kabul etmiyor ve aksine hep gerginliğin tırmanması için şiddetli açıklamalar yapıyor, iş adamlarımızı göz altına alıyor, ihracatımıza ambargo koyuyor ve bize sattığı gaza kısıt getirmeye çalışıyor. Hatta bizi kızdırmak için asla kabul etmeyeceğimizi bildiği halde Ayasofya'yı kiliseye çevirin affedelim sizi diyor.

Adeta bizle savaş çıkmasını istercesine. Çünkü bu onların son hamlesi, eğer bir gerginlik çıkarıp bize bir darbe vuramazlarsa yarın öbürgün çürüyen savaş teknolojilerini yenileyecek para kaynağı ve gelimiş silahlarına sürecek mermiyi alacak paraları kalamayacak.

Aşağıdaki grafikte son zamanlarda Türkiye'ye yönünü çevirmiş ülkeleri görüyorsunuz (bu kurgusaldır)
Türkiye'nin etkili olduğu ülkeler



Yalnız dikkat ediyorum, tüm bunlar olurken ne Nato diye adlandırdığımız grup nede yıllardır azılı düşmanı gibi görünen ABD'den sert bir Türkiye desteği mesajı gelmiyor. Hepsi sessizce bizim de Rusya gibi şiddeti onlara karşı artırmamızı bekliyorlar gibi duruyorlar.

Dedikya bir birlerini ısırmayan iki devlet Rusya - ABD. Bu gerginlikten şu sonucu çıkarmadan edemiyorum, 2023'te son bulacak Lozan antlaşmasında olduğu düşününlen yer altı zenginlikleri Lozan daki ülkelere aittir maddesi hükmü bitecek ve her tarafımız yeraltı zenginliğiyle kaynaması sebebiyle bunları çıkarmaya başlayınca karşımızda tutunacak bir ülke kalmayacağından mı edişe ediyor lar acaba?