Kategori:
5 Kasım'da askere gidiyorum diye bir yazıyla sizlere veda etmiştim. 6 Kasım'da Baslıkesir Kara Kuveetleri Komutanlığı Piyade Çavuş Eğitim bölüğüne katılarak askerliğe başlamıştım. Yaklaşık 22 gün süren acemi eğitimimi bitirip dinlenmek üzere evime geldim. Bu 22 günde neler yaşadığıma kısaca bir değinmek ve acemi eğitimine gidecek askerlerimize önerilerde bulunmak istiyorum.

[caption id="attachment_3645" align="alignnone" width="700"]Askerlik notları #Acemi birliği eğitim süreci Not: Fotoğraf çekecek aletim olmadığı için fotoğrafı bir başka kişinin videosundan aldım. Stad aynı stad ama tarih 2009 olması lazım.[/caption]

Askerliğini yapanlar askerliğini yapmayanlara bir sürü şeyler anlatır, yok şöyle olur yok böyle olur diye ama hemen hemen hepsinin gittiğiniz yerde hiç olmadığını görürsünüz. Kısaca her askerlik bölgesinin zamana ve insanlara göre değişen kuralları, eğitimleri, zorlukları var. Bu sebeple anlatılanların büyük kısmına kulak asmayın. Bende anlatılanın çok dışında bir acemilik yaşadım.

Diğer Konular, Bunları da Oku :





Acemi birliğim K.K.K. BKM.OKL. VE EĞT. MRK. K.LIĞI/BALIKESİR MERKEZ



Sevk Tarihi, Katılış Tarihi:



Öncelikle sülüste yazan tarih konusunda bir kazık yedim. Sülüste sevk tarihi ve katılacağı tarih şeklinde iki ayrı tarih vardı. Bu şekilde yazmak 94/4 dönemimde ilk defa uygulanmaya başlamış. O yüzden çok kişinin kafası karışmış durumda. Sevk tarihim: 06 Kasım'dı katılış tarihim ise 08 Kasım'dı. Bende eğer 06 Kasım'da gidersem 2 gün erken askerliğimi bitireceğim diye düşünüp gittim. Meğer zaten askerliğim 06 Kasım'da başlamış, 7 Kasım'da da teslim olsam, 8 Kasım'da da teslim olsam gene 6 Kasım'da askere başlamış sayılıyormuşum. Böylece erken gidip 2 gün fazladan askerlik yapmış oldum. Keşke 8 Kasım'da gitseymişim. Sizlerde eğer böyle birşeyle karşırsanız son günde gidin, hatta akşam 16:30-17:00 gibi gidin. Hiçbir şey yapmadan direk birliğinize gider yemek yer sonra da akşam içtimasına kadar serbest bırakılırsınız.

Ben akşam 7 gibi oraya vardım. Nizamiyede bir katılış formu doldurmam gerekiyormuş, bunu kimse söylemediği için doldurmadım. Revire götürüldükten sonra birlik binasına götürdüler ve eşyalarımı bir yere bırakıp içtimaya geçtim. İlk günlerde kimse kimseyi tanımadığından herkes balık gibi etrafa bakınıp duruyordu, bende öyle yaptım. İçtimamız alındı ve geçici odalarımız verildi.

Kayıt işlemleri, Aşı, Elbiseler ve Ayakkabıların Alınması:



Her zaman derlerki askerliğin ilk gününde gece yarısına kadar kayıt işlemlerin sürer, uykusuz uykusuz yatağa gidersin bir iki saat uyursun pat usta askerler koğuşlara girer bağıra bağıra ana avrat söve söve herkesi yataklardan kaldırıp apar topar bölük önüne toplarlar derlerdi ama hiç böyle birşey olmadı, olduğunuda sanmıyorum. Akşam 5'ten sonra hemen hemen birçok resmi işlemi orada bırakıp ertesi gün devam ediyorlar. Sabahlarıda normal uyanış saati olan 06:30'a kadar kimse size dokunmuyor. Bizde kalktık ve giyim-temizlik hazırlıklarımızı yaptıktan sonra sivil elbiselerle bölük önüne inip bundan sonra günde en az 6 defa ortalama 10 defa karşılacağımız sıraya dizilip defalarca sayılma işine geçtik. Eğer çömelerek oturmakta zorlanıyorsanız askere gelmeden önce bir kaç ay alıştırma yapıp kendinizi hazırlayın yada yere oturmak için altınıza birşey ayarlayın. Aksi takdirde çok zorlanırsınız.

Acemilik kayıt işlemleri:



Neyse kahvaltı için sıraya sokulup yemekhaneye gittik ve askerlikte ya bir yılan hikayesi olan yada tarihte kalmış olan acemilikte yemek süresi 5 dkdir gibi şeylerin olmadığını gördük. Herkes yemeğini alıp ne kadar sürede yiyebiliyorsa yiyip dilediği vakit yemekhaneden çıktı. Yemeklerimizi özel şirket veriyordu ama şu yaşıma kadar yiyebileceğim en rezil yemeklere onlar imza attılar diyebilirim. Yani kasti böyle yapmış gibiler, yoksa o yiyeceklerden daha lezzetli yemeği sivilde çok yerde yiyebilirsiniz. Mesela en basitinden çayın tadını bir müddet unutabilirsiniz. Yemekten sonra sabah içtiması için tekrar dizildik ve kayıt işlemleri için sıra halinde nizamiyenin yolunu tuttuk. Evraklarımızı hazırladık, iğnelerimizi vurulduk, sonra kayıt işlemlerimizi tamamlayıp birliğimizin belli olacağı son ana geldik. Dedikya ilk geldiğin gün nizamiyede bir katılış formu dolduruluyormuş. Benim ilk gün bu form doldurulduğunda haberim olmadığı için ve girişteki elemanlar beni böyle bir durum hakkında uyarmadığı için eksik evrak yüzünden 150-200 kişi içinden astsubaylardan biri fena fırçaladı. Böyle birşeyden haberimiz yok desekte önce kâr etmedi sonra tabi normal karşıladı. Hemen gidip formu doldurup sıramıza geri geçtik. Sizlerde sürekli diğer arkadaşlarla formlarınızı karşılaştırıp onda olupta sizde olmayna formları bir an önce temin edin.

Aşı:



Askerlikte 23 yaşın üzerindekilere 3, altındakilere 2 iğne vuruyorlar. İğnelerden birisi sanırım tetenoz iğnesi. Vurulurken azcık canın yanıyor ama asıl acısı 2-3 gün süren bir kol ağrısı. İğnenin vurulduğu tarafa birkaç gün yatamıyorsunuz.

Elbise ve ayakkabıların alımı:



Elbiseleri kilo ve boyunuzu söyleyince size en uygun olacak bir şekilde vermeye çalışıyorlar ama çoğu kez sorun oluyor. Ben 1,78 boy ve 96 kiloyum dedim ama verdikleri elbise çuval gibi geldi. Kış döneminde olduğumuz için önce kışlıkları verdiler. Kışlık botlarda ise 45 numara gidiyorum dedim görevli 48 numara verdi biraz bol geldi. Ama benim işime yaradı. O yüzden siz ayağınız 45 ise 47 alın. Spor ayakkabımı 45 numara verdiler fakat yanlardan ciddi manada sıktı. Yazlık elbiseleri ise yemin törenine birkaç gün kala veriyorlar. Yazlık botuda 45 numara aldım ayağıma tam oturdu. Elbiseleri alıp hemen üzerimize giydik. Ardından fotoğraf çekimine geçtik. Fotoğraf çektirirken sakalınız ve saçınızın kesilmiş olması şartı var. O yüzden traşınızı kesinlikle dışarıda güzelce olun sonra gidin. Çünkü orada o kalabalıkta gelişi güzel saç traşı yaparlar hoşunuza gitmez. Zaten dışarıda kestireceğiniz saçınız acemilik bitene kadar azcık büyüyor böylece izne giderseniz sizi birazcıkta olsa şekil verebileceğiniz bir saç haline geliyor.

Gitmeden önce götürmeniz ve götürmemeniz gerekenler:



Size her türlü şeyin askeriyede zaten verildiği söyleniyor ama traş malzemeleri, sabun, şampuan, tırnak makası, defter kalem, saat vs. gibi şeyler verilmiyor. O yüzden muhakkak bu malzemelerinizi alın. Eğer pek sık traş olmayan biriyseniz traş sonrası yüz bakım kremide götürün yoksa suratınız kavlamış deri parçalarıyla kaplanabilir. Eğer şampuan verirlersede Elenor adında tarihi 4 ay geçmiş bir şampuan verdiler, çok berbat çıktı, ama sabun vermediler gene. Hemen herkes cep telefonlarından saate bakmaya alıştığı için oraya giderken saat almak akıllarına gelmeyebilir ama askeriyede saat çok önemle şart. En ufak bir yere geç kaldınızmı azarı ve cezası çok canınızı sıkabilir. Ağrıkesici hap götürün ama girişte vermeyin. Çünkü izin dışında ilaç kullanımı yasak. Ama ilk günler ciddi baş ağırısı çekebilirsiniz, o zaman ağrı kesici alamazsınız. Başınıza birşey gelir diye vermiyorlar, haklılarda ama o ağrıyada başka çözüm üretmek zor.

Bozuk para götürün. Tadının neredeyse hiç anlayamayacağınız içeklerle doldu içeçek makinesi ve ülkerin nefret edeceğiniz birkaç çikolata, gofret ve bisküvilerinin olduğu makineler bozuk para ile çalışıyorlar. Kantinde ise para geçmiyor sadece orada verilen bir kontür yüklenip alışveriş yapılabilen bir kantin kartı ile birşeyler alabiliyorsunuz yada Ziraat Bakasının kredikartı ve bankamatik kartı ile alabiliyorsunuz. PTT kartı henüz geçmiyor ama ileride anlaşma yaparlarsa olabilirmiş. Askerlik namına eksik olan hemen herşeyide orada ancak kantinden alabiliyorsunuz.

Elbise götürmeyin, üzerinizde ne varsa öylece gidin ve öylece geri gelin. Çünkü hastaneye gitmeyecekseniz acemiliğiniz bitene kadar hiç sivil giyinemiyorsunuz, bu da hamallıktan başka birşey olmuyor. Ben telefon götürmedim ama götüren çok kişi olduğunu gördüm, yalnız burada telefon yakalatanlara olarak yüksek ihtimal tutanak tutulup dosyanıza eklenebilir. Ankesörlü telefonlar var onlarla idare ediverin.

Askerlikte Acemi Eğitim Süreci:



Ben çavuş adayı olarak yaptığım için eğitimleri bunun üzerinden anlatacağım. sizlere 21 günde pek eğitim veremiyorlar. Çünkü 21 günün neredeyse 7 günü full evrak işleri, yürüyüş işleri vs. ile geçiyor, geriye kalıyor 14-15 gün. Bu sürede de size verebilecekleri pek bir eğitim kalmıyor ancak temel bilgileri hızlandırarak anlatıp geçiyorlar. Uygulamalı olarak pek bir eğitim alamıyorsunuz. Uygulamalı olarak aldığımız eğitimlerden birisi silah tutma şekilleri, bu da çok lazım olduğu içindir belki, diğeride Tek Er muharebe savaş eğitim. Teker muharebe eğitimi 75 ve 90 günlük acemilik döneminde en çok detaylı verilen eğitimlerdenmiş ama biz sadece 2 gün bu eğitimi aldık. Bu eğitimde savaş alanında yürüyerek, koşarak, eğilerek, emekleyerek, sürünerek ve sıçrayarak ilerleme taktiklerini alıyorsunuz. Eğer bu eğitimi ciddiye almayıp sallabaş yaparsanız çok acı çekebilirsiniz, o yüzden ciddiye alarak yapmanız gerekmekte.

Bu dersler dışındaki neredeyse bütün eğitimler gene bu eğitim alanlarına götürülük oturduğun yerden dinlediğin eğitimlerden oluşuyor. Aslında bu kadar kısa bir süreç olduğu için en çok önem verilen eğitim yürüyüş yapmak ve marş söyleme eğitimidir. Burayı ekip olarak iyi yaparsanız çok kebap bir acemilik geçirebilirsiniz, eğer yapmazsanız bir ızdıraba dönüşebilir.

Askerlikte en çok bunaltan yer sayılma anları:



Acemilik sürecinde günün 5/2'si sayılamaktan oluşuyor. Bu anlar o kadar bunaltıcı anlar ki adama firar bile etirir. O yüzden şunun tüm acemilerin iyi bilmesi lazım ama çoğu çocuk kafalı oldukları için nedeyse hiç iplemiyorlar ve çok eziyet görüyorsunuz. Yemeğe gideceğiniz zaman, banyoya gideceğiniz zaman, revire gideceğiniz zaman, dersaneye gideceğiniz zaman, eğitim alanına gideceğiniz zaman, yürüyüşe gideceğiniz zaman, içtima zamanları kısaca askerlikte ne yapılacaksa önce herkes takımlar ve mangalar halinde hiza istikamet alınmış şekilde eksiksiz sıralanır, sayılır, sonra o an görevli komutana imzalatıldıktan sonra gidilecek yere götürülür. Geri getirildiğinde ise gene aynı işlemler yapılıp sıraya alınır eksik varmı yokmu kontrol edilir.

İşte bu süreç normalde en fazla 5 dakika alacak bir işlemken, çocuk kafalı diye tabir ettiğim (daha doğrusu kendini akıllı sanan mallar veya gerçekten mal olanlar dersem hakaret olur) bu yüzden çocuk kafa diye belirttiğim kişiler sayesinde ortalama 30 dakikalık bir işleme dönüşüyor. Zaten günde en az 6 ortalama 10 civarın böyle birşey olduğu için günde 6 saate varan bir sürede çömelmiş vaziyette bekliyorsunuz.

Neden böyle oluyor?



Kural şu, sırada konuşulmaz, sigara içilmez, hizasıs durulmaz. Ama millet biraz yanındakiyle samimi olunca susmaksızın konuşuyor, sus denilse bile gene konuşuyor, birde araya sus sus diyenler girince tamamen zıvanadan çıkıyor. Diğer bir sebep heran sigara yakan zırtapozlar. Komutan sigara içmek serbest demediği sürece sigara içmek yasak, ama bunu takmayan çok kişi oluyor, buda hem daha fazla bekleme hemde çök kalk cezasına sebep oluyor. Ulan 2 dk sabredip sussan sigara içmesen zaten sayıyı alıp serbest bırakıcaklar, sigara içmene izin vericekler ama gel görki birçok kişi bunu düşünmüyor.

Diğer bir kural sayı tam olmak zorunda. Eğer bir kişi bile yoksa gelene kadar genelde tüm takımlar olduğu yerde bekletilir. Bu duruma neden olan şeylerden birisi saatinin olmaması diğeride ziyaretçisi gelenler çavuşa ismini yazdırmadan ziyaretçi parkına gitmesidir.

Önerim şudur ki, oraya ilk gittiğinizde kalkın ve açık açık tüm bölükle konuşun. Bakın böyle böyle olunca böyle zararlar göreceğiz, eğer görmek istemiyorsak sayı alınana kadar susalım ve sigara içmeyelim, hizamıza girelim ve vaktinde içtimaya gelelim diye uyarıda bulunun, eğer hak verirlerde bunu uygularlarsa çok rahat bir acemilik sizi bekliyor demektir.

Banyo ve çamaşır yıkama:



Bizim askeriyede acemilerin haftada 2 gün banya günü vardı. Her bölüğe 2 saatlik bir süre ayırıyorlar. Dilediğin kadar banyo yapma hakkın var ama en son çıkanlar banyoyu temizlediğ için herkes biraz su vurup çıkmanın peşinde oluyor. Fakat haftanın 7 günü sabah 05:00-06:00 arasında temel ihtiyaç banyosu var, burada dilediğiniz gibi banyo yapabiliyorsunuz.

Çamaşır yakama için size kantinden bir set satın aldırtıyorlar. Bu sette temiz çamaşır torbası, kirli çamaşır torbası, temizlik malzemeleri çantası vs. gibi çeşitli şeyler varmış. İşte bu torbaya kirli çamaşırlarınızı koyup yıkamaya vermeniz gerekiyor. Fakat acemilikte kimse çamaşırlarını yıkatamıyor. O yüzden bu kısmı aklınızdan çıkarmanız lazım. Ben iç çamaşırlarımı banyo yaparken ayaklarımın altına atıyor ve banyomu yapakren iyice orada eziyordum. Çıkarkende sabun, şampuan ne varsa sürüp yıkayıp iyice sıkıyordum. Sonra kaloriferin üzerine atıp kurutuyordum. Sizde bunu yapabilirsiniz.

Usta birliğim ne zaman belli oluyor?:



Usta birliğiniz dağıtımınıza 1 hafta kala belli oluyor. Yani cuma günü dağıtımınız varsa bir hafta önceki cuma belli oluyor.

Atış eğitimi:



Atış eğitimine eğer komando değilseniz, sadece sınır karakollarına düşenlere atış eğitimi yaptırıyorlar. Onlarda 9 adet atış yapıyorlar. Daha önce hiç silah kullanmadıysanız da korkmayın. Yalnız tabanca yada av tüfeğiyle ateş ettim bana bişey olmaz diyede kendinize güvenmeyin. Atışlarınızı G3 piyade tüfeğiyle yaptırıyorlar. Bize askerlikten önce arkadaşlarımız hep şunu söylüyordu. Atış yaparken silahı omzuna sıkı oturtmazsan teper gözüne gelir, bilmem yüzünü morartır, kaşını açar falan gibi şeyler söylüyorlardı. Benim bu anlatımdan anladığım seni öküz tepmiş gibi tepecek oluyordu. Meğer öyle değilmiş. Silahı omzuna sıkı sıkıya yapıştırmana kendini kasmana gerek yokmuş. Yapman gereken silahın dipçiği ile omzun arasında boşluk kalmaması. Hafifden geriye çekiceksin ve omzunu sanki ileriden arkadaşın azıcık seni itecekmiş gibi sıkı tutacaksın. Yani biri önden itelerse kolun geriye gitmesin diye. Yani böyle yaparsan fazla teptiğini bile anlamazsın.

Diğer dikkat etmeniz gereken kuralsa atış yaparken ağzınızı açık tutmak. Eğer bunu yapmazsanız ciddi bir kulak çınlaması ile karşı karşıyasınız. G3 o kadar çok ses yapıyor ki insanı bu ses biraz tedirgin ediyor. Bizim arkadaşlar arasında babası polis olan ve çok çeşitli silahlarla atış yapmış olan arkadaş bile bu sese hayret etti. Bunu tetikleyen bir diğer unsurda poligonlar arası konulan ayırma tahtaları. Yalnız şunu söyleyeyim, atış yapmak insanı çok rahatlatıyor. O ana kadar ben bu askerliğe ne hata yaptımda geldim demekle meşgulken o atışı yaptıktan sonra sizi bir rahatlama, heyecan ve istek sarıyor. Ama ne yazık ki bu son atışınız olabilir. Çünkü askeriyelerimizde en çok yapmamız gereken eğitim eğer olursa acemilikte 9 mermi bide ustalıkta 6 yada 9 mermi atmak. Dahası yok.

Atışlarda iyi isabet almak için ise çok önemli 3 noktaya dikkat etmeniz lazım. 1.si nefesinizi derin derin alıp verip sakinleşmek, bu hedefe odaklamanız ve titretmeden atış yapmanız için çok önemli. 2.si tetik düşürmek denilen tetiği sıkmadan önce arasındaki boşluğu almak. Eğer almazsanız namlu sağ tarafa çekecek ve buda kurşunun hedefi bulmamasına neden olacak. 3.sü ise atışlarınızı tak tak tak diye peş peşe sakın yapmayın. Komutan ne kadar acele ettirirse ettirsin her atışınız arasında tekrar nefes kontrolü yapıp bedeninizi ve kafanızı sakinleştirip hedefe tekrar odaklamak olsun. Her atıştan sonrada tetik düşürmeyi sankın atlamayın, çünkü ilk atışta gürültü ve silahın tepmesi size garip gelirse tetik düşürmeyi çoğu kişi atlıyor ve 1. atıştan sonra hedefi ciddi manada saptırıyorlar.

Ama gene söylüyorum, bu sizi ürkütse bile çok rahatlatıyor.

Yürüyüş ve yemin töreni:



Acemilik kısa olduğundan bana göre komutanlar için en önemli iş iyi yürüyen asker. Çünkü yemin töreninde alayın en önemli komutanları, bazen şehrin valisi belediye başkanı vs.si oraya geldiği için iyi yürüyen takım iyi eğitilmiş takımdır algısı oluşturma çabası. Biz gittiğimizde bir uzman bize nasıl yürüneğini gösterdi tam biz ona alıştığımızda astsubay geldi şimdiye kadar öğrendiğiniz herşeyi unutun, asıl yürüyüş budur diye tören yürüşünü öğretti. İyice allak bullak olduk ama son 2 haftamızın büyük kısmı yürüş yapmakla geçti. Akşam yemeğini yiyoruz, bi yarım saat dinlenip hop stada inip tören yürüyüşü çalışıyoruz. İyi yürüyen bölük hemen staddan çıkıp dinlenmeye çekiliyor, kötü yürüyen bölük dönmeye devam ediyor. Ayaklarınızda bu çalışmalar yüzünden kısmı nasırlar oluşabilir, botunuza ortapedik birşeyler koymayı unutmayın.

4 tane marş öğretiyorlar size, Alay Marşı (yemin günü stada giderken söyleyeceksiniz), Asker Marşı (yemin etmek için masaya giderken söyleyeceksiniz), İzmir Marşı (yemin ettikten sonra yerinize dönerken söyleyeceksiniz) Akdeniz Marşı (yürüyüşünüzü yapıp staddan çıkarken söyleyeceksiniz). Birde stada ilk girdiğinizde Kıt a dur kısmında "Bayrağı bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğruna ölen varsa vatandır, Ayyıldız" diyerek durup yapacaksınız. İstiklal Marşı (zaten bunu hepiniz biliyor olmalısınız), amaaaa burada okulda söylediğimizden daha değişik söylüyoruz, birler okulda her mısranın son hecesini uzatarak söylüyoruz, örn: Şafak kelimesini Şafaak şeklinde uzatıyoruz, ama askerde Şafaaak şeklinde 3 a kadar uzatmanız gerekiyor. Bunda biraz zorlanırsınız ama birkaç kere toplu halde söyleyince alışıyorsunuz.

Tören yürüyüşümüze günlerce ses yayın üzerinden çalıştık, biz ses yayının düşük sesinden şikayet ederken tören günü bando getirdiler. Gördük ki onları sesi, ses yayından bile daha az çıkıyor. Bu yüzden şeref trübünü dışında bando neredeyse hiçbir yerden duyulmuyor, orada halk olduğu için ıslıklardan alkışlamalardan çok az duyuluyor. Günlerce çalışıp çok düzgün hale getirdiğimiz yürüyüşümüz tören gününde neredeyse berbat bir yürüyüşle sonuçlandı ve askerliğimizin acemilik dönemini Çok Şükür bitirip evimize geldik.

Not: Yukarıda bahsedilen marşları sayfanın en altında bulabilirsiniz.

İzin süreleri ve yol izni:



İzin kullanmayacaklar için yol izni:



Eğer izin kullanmayacaksanız size gideceğiniz şehir mesafesine göre bir gün veriyorlar. Örneğinin Balıkesir'den Diyarbakır'a verilen yol izni 2 gün. İstanbul'a 1 gün. Kısaca otobüs bir yerden bir yere kaç saatte gidiyorsa ona göre size gün veriyorlar. Bu rahatlıkla yetişebileceğiniz bir süre oluyor.

İzin kullanacaklar için yol izni:



İzin kullacağım diyorsanız yol izniniz maalesef yok. Yani size 1 hafta izin veriyorlar, bu 1 hafta askerlikteki izin sürenizden düşülüyor aynı zamanda bu sürede hem evinize hemde usta birliğinizi yapacağınız gere gitmenizde dahil durumda oluyor. Kısaca yol izni verilmiyor ve 7 günlük izninizin 2 günü yolda geçtiği için 5 gün izin yapmış oluyorsunuz.

Yol parası:



Yol parası izne gidilirken verilmiyor, sadece usta birliğinize gideceğiniz kısmın yol parası veriliyor. Örneğin izin kulanmadan ustabiliğinize giderseniz size bilet parası veriliyor. Ama izin kullanırsanız, örneğin Balıkesir'de askerlik yapıyorsunuz ve Ustabirliğiniz Ankara'ya düştü ama siz İstanbul'da izin kullanacaksınız. Bu durumda size sadece İstanbul'dan Ankara'ya gideceğiniz yolun parası verliyor.

Paralar ise ilk acemi birliğine gelirken PTT'ye yatıyor, Usta birliğine giderken ise Ziraat Bankası'ndan size hesap açıyorlar ve buraya yatırıyorlar.

Sosyal Faaliyetler ve Namaz:



Eğitim görmediğiniz her an gidebileceğiniz yer çok kısıtlı, ya gazinoda olmalısınız ya kantinde yada bölük önünde olmalısınız. Her bölüğün kendine ait gazinosu var. Bizimkisinde sadece 1 tanesinde digitürk vardı diğerlerin yoktu. Maçları izlemek biraz zor oluyor. Genelde yeşilçam filmleri izlemekle geçti bizim. Futbol, basketbol sahası var ama hafta sonu dışında oynamanız imkansız gibi. Kantinde langırtla playstation vardı, langırtı pek sevmem, playstation ise neredeyse hiç boş değildi, oynayamadım.

Namaz kılmak Balıkesir'de zor'a yakın birşeydi. Komutanlar namaz kılamazsın demediler ama Eğitim saatinde ise namaz kılmana komutanlar izin vermiyor, hemen kazaya bırak diyiveriyorlar. Ama abdestli olmaya çalışırsanız eğitimlerde 10-20 dk mola anları oluyor hemen o anda bir köşeye geçip kılın. Camimiz vardı, bazen kapalı bazen açık oluyordu. Kitliyorlar camiyi. Belki başka yerlerde açıktır. Ama tavsiyem muhakkak bir seccade götürün. Yoksa zorlanabilirsiniz. Benim yoktu kamuflajımı serip işimi görüyordum.

Benim acemilik eğitimim nasıl geçti?:



Senin askerliğin nasıl geçti derseniz askerliğimi yaparken çok zor geçiyor du ve yazacak çok dertli anılarım olduğunu düşünüyordum ama bitirip eve geldiğimde o sıkıcı günler bir anda geride kaldığı için düşünseniz aklınıza gelmiyor. Sanki normal bir acemilik yapmış gibi hissediyorsunuz.

Ama komutanlar ve üst devre nasıldı derseniz, üst devremizden hiç eziyet görmedik çok şükür. Yardımcı olmaya çalıştılar, iyi geçindiler bizlerle. Ama onları çileden çokça çıkardık. Uzmanlarımızın hemen hepsi iyi ve kafa adamlardı. Astsubaylarımızdan bazıları çok zorluydu yanlız. Mesela 1. Çavuş eğitim bölüğünde Piyade Başçavuş Gazi İlker Metinsoy diye bir astsubayımız vardı, bizi en çok zorlayan o oldu. Onun dışında fazla bir zorluk görmedik çok şükür.

Şimdi bu Cuma Usta birliğimize teslim olacağız İnşallah. Usta birliğimiz Ankara Çankaya Kara Harp Okulu Bakım Lojistik bölümüne çıktı. Sizlerden de orada olan varsa görüşürüz İnşallah.

 

ASKERLİKTE SÖYLENEN MARŞLAR



ALAY MARŞI



Annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı
Al sancağı teslim etti, Allah'a ısmarladı
Boş oturma çalış dedi, hizmet eyle vatana
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana
Arş ileri, marş ileri
Türk askeri dönmez geri (bu satır 1 defa söylenecek)

Yastığımız mezar taşı, yorganımız kan olsun
Biz bu yoldan döner isek namus bize ar olsun
Ne şereftir ölmek bize bu güzel vatan için
Yanar yürek yurt aşkıyla daima için için
Arş ileri, marş ileri
Türk askeri dönmez geri (bu satır 1 defa söylenecek)

ASKER MARŞI (GÜNDOĞDU MARŞI)



Gün doğdu, hep uyandık, siperlere dayandık
İstiklalin uğruna da, al kanlara boyandık.

Sandılar, Türk uyudu, ata cenge buyurdu,
Türkün asker olduğunu, dünyalara duyurdu.

Ülkemiz, Türk ülkesi, aşık eder herkesi
Üstümüzden eksilmesin al bayrağın gölgesi.

İZMİR MARŞI



İzmir’in dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa

İzmir’in dağlarında oturdum kaldım
Şehit olanları deftere yazdım
Öksüz yavruları bağrıma bastım
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa

AKDENİZ MARŞI



Yaslı gittim şen geldim
Aç koynunu ben geldim
Bana bir yudum su ver
Çok uzak yoldan geldim

Deniz, deniz akdeniz
Suları berrak deniz
Karşımda yar ağlıyor
Gideyim bırak deniz

Rüzgarlardan atım var
Şimşekten kanadım var
Göğsümde al yazılı
Gazilik beratım var

Deniz, deniz akdeniz
Suları berrak deniz
Karşımda yar ağlıyor
Gideyim bırak deniz